Bu kadar şifalı ürünün toplanması ve işlenmesi bir o kadar zahmetli. Ekim- Ocak ayları arasında hasadı yapılan zeytin Marmara, Ege ve Akdeniz illerimizde yetişiyor. Rakımı yüksek yerlerdeki zeytinin hem tadı hem de verimi güzel. Rakımı düşük düz arazilerde de son yıllarda hızla zeytinlikler boy veriyor. Verimi ve kalitesi yüksek olan dağlara ulaşmak ayrı bir meziyet istiyor. Toplaması büyük zahmet. Hele ki şimdi.
ZEYTİN TOPLAMA DA BÜYÜKLERİN İŞİ OLDU
Köylerde genç yok. Yaşlıların dağlara gidip toplaması da ayrı bir dert. Eli ayağı tutan bu aylarda kendisini zeytin ağacının başında buluyor. Tarımda işçi bulmak büyük sorun. Zeytinde de öyle. Aydın’da makineyle zeytin çırpanların yevmiyesi 2-3 bin lira. Yerden toplayanlara ise bin- 1.500 lira veriliyor. Ancak kolay bulunmuyor. Yoğun dönemde ustaların işi çok, işler azaldığında ise başka yerlere gittiklerinden yine de bulunmuyor. Babalar ve anneler genç evlatlarını bile dağa zeytin toplamaya götüremiyor. Çoğu şehirde ve “bu soğukta ne işimiz var köyde” diyorlar…
Ege ve Akdeniz illeri sıcak ancak kışın dağ bayır çok soğuk. 1500- 2000 rakımlı dağlarda hava daha da soğuk oluyor. Oralara ulaşmak da ayrı bir dert. Eskiden at eşek sırtında gidilen yerlere şimdi yol yapılmış ancak traktörle bile gitmek cesaret ister… Zeytin toplamaya sabahın köründe gidiliyor. Öğleye kadar elleri donduran soğuk var. “Dondum anam” diyenler ateşin başında ellerini ısıtıyor ancak o da çare değil. Sürekli de ateşin başında durulmaz. İş sizi bekliyor. Çalıştıkça da ısınıyorsunuz… Akşama kadar çırpılan ağaçlardaki zeytinleri toplayacaksınız ki yevmiye kurtarsın. Öğlen saatlerinde açan güneş ortalığı biraz ısıtır ancak yine de ayaz yüzünüze vurur. Akşama doğru da hava yine soğur. Rüzgâr da varsa işiniz bir hayli zordur. Bu zahmet içinde toplanan zeytinler çuval ve kasalara konularak traktör kasasına yüklenir. Ver elini köye, yağhaneye…
SAHTE ZEYTİNYAĞI BÜYÜK SORUN
Zeytin toplamanın bir de yağmurlu havası var. Sabah hava iyi diye yola çıkarsınız akşama varmadan hava bulutlanır ve sizi bir güzel o soğukta ıslatır. Sıkı sıkı giyinseniz de ıslanmışsanız hasta olmamanız mucize. Aşırı yağmurda ağaç altına ya da kayaların kovuğuna sığınırsınız. Hele ki yağış durmazsa o gün ağaç sahibine zarar yazılır. Siz yevmiyenizi alırsınız ancak o toplanacak zeytinden olur.
Zeytin toplamanın iki usulü var. Birincisi, erkenci zeytini yeşilken toplamak. Onun hem yağı değerli hem de tanesi. Kahvaltılık zeytini ve yağı kıymetli, iyi para ediyor. Onun parası zeytinciyi de güldürür. Siyah zeytin ise daha çok yağlıktır. Onun da değeri ayrı. Arada fark olsa da son yıllarda zeytinyağı tüketimi yaygınlaştığı için alıcısı ve ihracatı bol. Ayrıca fiyatlar da geçen yıl “yok yılı” deneniyle bir hayli yükseldi. Geçen sezon 150 liradan 250- 300 liraya kadar yükselen zeytinyağı şu an da aynı fiyattan alıcı buluyor. Bir kilo yağ 4 ile 6 kilo ham zeytinden elde ediliyor. Yağışlar iyi ve yazın da aşırı kurak geçmezse zeytincinin yüzü gülüyor. Bu yıl yine mayıs ayında ürün çiçekteyken aşırı sıcaklardan kurudu. Zarar yüzde 50’yi buldu deniliyor.
Zeytinyağının fiyatı 300-350 liraları bulunca hilesi de arttı. Zeytinyağının içine ucuz yağlar karıştırılarak “zeytinyağı” diyerek satılıyor. Aydın da bundan sıkıntılı! Son üç ayda ele geçirilen sahte zeytinyağının miktarı 50-60 bin tonu geçti. Üreticiler dertli, “Dağından yağ, ovasından bal akan Aydın’ın adı kötüye çıkacak. Buna çare bulsunlar. Bunu yayanların çoğu şebeke halinde çalışıyor. Jandarma ve polis çalışıyor ancak başa çıkılmıyor. Böyle giderse kimse Aydın’dan zeytinyağı almayacak. Olan dürüst işletmecilere ve üreticilere olacak.” diyor.
EMEKLİ OLDU KÖYÜNE DÖNDÜ
Tuncay Kerman. Emekli Astsubay. Yurdun dört bir yerinde görev yapmış… Aydın’ın Kuyucak ilçesine bağlı Horsunlu Mahallesinde yaşıyor. Köyü ve buradaki sade yaşamı sevdiği için emekli olduktan sonra köyüne gelmiş. O da soğukta eşi ve komşularıyla zeytin toplamaya çalışıyor. 700 ağacı var. Üşüdüğünde ateş yakıyor ve başında da sıcak çayını içerek enerji topluyor. Kerman’a “neden köyünüze döndünüz. Şehirde yaşam birçok kişi için cazipken siz neden orda kalmadınız.” diyoruz.
Verdiği cevap anlamlı:
“Başlangıçta yaşlılarımıza bakmak için gelmiştik. Tabi mal canın yongası anlamasak da bakmak zorunda kaldık. Zamanla zeytin üreticiliğini öğrendikçe bağlandık. Çok hoşumuza gitti. Karı koca günümüzü zeytinlikte geçirir olduk. Dışarıdan gelen misafirlerimizi bile zeytinlikte ağırlıyoruz. Evimizde geleneksel yöntemlerle kostik kullanmadan tatlandırdığımız akyaprak, İzmir çili, domat, manzelin cinsi yeşil zeytinleri ve taş baskıda tatlandırdığımız siyah eşek zeytinini eş ve dostlarımıza satıp gelir elde ediyoruz. Şimdi ise mahallemizi ve insanlarımızı çok seviyoruz. Ayrılmayı asla düşünmüyoruz.”
Tuncay Kerman bahar ve yaz yağmurlarının azlığına rağmen zeytinin bu yıl iyi olduğunu belirterek, “En iyi şartlarda ağaçlar tam dolu ise 200 kg verimi geçmez. Normali 4- 6 kasa 90 ile 130 kg ürün verir. Bereket versin emeğimizi kurtarıyor.” diyor.
KURAKLIK ZEYTİNİ VURDU
Süheyla Onay Konca, Aydın’ın Koçarlı ilçesine bağlı Güdüşlü Mahallesinde yaşıyor. Babadan kalma 400 zeytin ağacı var. Daha toplamaya gitmemiş. “Bu yıl mayıs sıcakları aşırı geçti. Zeytinin çiçeği kurudu. Verim düşük. Mart ayından buyana da doğru dürüst yağmur yağmadı. Bu ara yağmur yağsın da zeytinler canlansın diye bekliyoruz. Gideceğiz. Zeytin yağmur yiyince hemen canlanan bir ürün. Son anda kurtaralım diye bekliyoruz. Köylerde gençler az. Çalıştıracak işçi bulmak da ayrı bir dert. Çocuklarımız bile gitmek istemiyor. İş yine bizlere kalacak. Bizden sonra dağdaki zeytin ne olur bilemem.” diyor…
[article id=”5303″ color=”bg-primary”][/article]