Dışarıdaki Aydınlı mahkûmları barındırmak için cezaevi yaptırmayı düşünen akıl öz yurtlarında nitelikli iş bulamadıkları için dışarıya gitmek zorunda kalan işsiz genç beyinleri Aydın’a kazandırmak için neler yapılması gerektiğini hiç akıllarına getirdiler mi acaba?
Demokrasilerde sandık gücünü en tabandaki seçmenden alırsa ancak o zaman gerçek işlevini yerine getirmiş olur.
Partili üyeler hiyerarşiyi takip ederek doğrudan ya da seçtikleri delegeler aracılığıyla milletvekillerini, belediye başkanlarını ve meclis üyelerini belirlediklerinde sandık tam görevini yapmış olur.
Aksi takdirde millet yerine kendilerini seçtiren kişiye ya da kişilere karşı sorumluluk duyarlar..O takdirde içlerinden lidere olan minnettarlıklarını millete karşı duymayanlar çıkabilir,o da hizmete yansır.
Eğer partiler adaylarını aynı yöntemle belirlerse partileri ayrı da olsa milletvekilleri arasında rekabet seçim öncesinde partilerinde listeye girme mücadelesinde yaşanır.
Siz AK Partili Mustafa Savaş, Ömer Özmen ve Seda Sarıbaş’ın CHP’li Bülent Tezcan, Hüseyin Yıldız, Süleyman Bülbül, Evrim Karakoz’un ve İYİ Parti’den Ömer Karakaş’ın hizmette konusu Aydın olan rekabetlerine şahit oldunuz mu?
Vekillerin uyumuna bakınca insanda sanki bir üst akıl var da onların yönlendirmesi sonucu Aydın’ın değişmemesi üzerinde ittifak etmişler algısına neden oluyor.
Bunda etkili olan birinci neden muhalefet milletvekillerinin Aydın’da varlığının da yokluğunun da belli olmaması, günlük konularda yazılı açıklama yaparak beş yılı doldurma geleneğidir, denebilir.
Genel merkezler sayesinde dolgun maaşla bir beş yılı böyle geçir, sadece yasama çalışmalarına katılarak süper emeklilik kazan ne ala memleket değil mi?
Ardından da birinci parti olarak gündem tayin etmede aciz kal, iktidarın gündemi peşinden koş ve seçmen Cumhur İttifak’ından bıkacak da CHP’yi iktidar yapacak diye, bekle.
Aydın uzunca bir süredir siyasette bu süreci yaşıyor. Seçime birkaç ay kala kuru sıkı atışlarıyla siyaset hareketlenir, seçimlerin ardından her parti kendi kalesine çekilir.
Tayin, nakil dışında işsiz, güçsüzlerin, eğer belediye personeli ise çalışanın daha konforlu ve iyi maaşlı bir koltuğa oturmak için aynı yoğunluk CHP’li büyükşehirde ve ilçe belediyelerinde de yaşanır.
Nimet kapma yarışının daha büyüğü Cumhur İttifakı partilerinde görülür.
Milletvekili yakınlarından işe yerleştirilecekler varsa yerleştirilir, görevde olanlar varsa daha konforlu, bol maaşlı yerlere ataması yaptırılır. Vakit bulundukça doğduğu yerin de hakkı için milletvekilliği yapılır.
Aydın’da olan yakınlar ve hemşeriler -ilk hak yerli olanındır denmez-itibarlı, bol maaşlı makamlara atattırılır.
Cumhur İttifakı’nın elinde fazla belediye olmadığı için istihdam alanı devlet daireleri ve ADÜ’ dür. Bu konuda dayanılan güç iktidar ve ona bağlı olarak rektörü cezbedecek tekrar atanma havucudur.
Ne güzel memleket Aydın değil mi, doğum yeri ilden milletvekili olsa insana bu hakkı tanımazlar.
Demem o ki, iktidarıyla, muhalefetiyle milletvekilleri yani siyaset milletin sorunlarını manipüle ederek vakitlerini parti içi suni gündemlere harcamaya başlayınca milleti unuturlar.
Aslında manipüle edilen yani hasıraltına süpürülen besicinin çiftçinin, üreticinin, emeklinin, işçinin, memurun, üniversite öğrencisinin velhasıl kentlisiyle taşralısıyla Aydın’ın sorunlarıdır
Yani 1 Milyon 161 bin 708 insanın karşı karşıya olduğu sorunlardır. Bunlardan 286 bin 28’i yani yarısının eşinin de emekli olduğunu varsaydığımızda 1/3 emeklidir. Yarısından biraz fazlası(% 55) geçimini tarımdan kazananlardır.
Acaba sekiz milletvekilinden her hangi biri empati yapmak adına ayda 12 bin 500 TL ile geçinmeyi denedi mi?
Bir diğeri kaç kg yemle bir kg süt elde edildiğini, bir kg pamuğun bu yılki maliyetini, geçen yılla bu yılki maliyet farkını merak etti de hesapladı mı?
Pamuk hasat mevsimi gelince tekstil devlerine dışarıdan iplik ithalatına kimler, neden izin veriyor, araştırdı mı, Tarım Bakanı ile bu konuyu konuşma zahmetinde bulundu mu?
Aydın dışarıdaki mahkûmları barındırmak için cezaevi yaptırmayı düşünen akıllar öz yurtlarında nitelikli iş bulamadıkları için dışarıya gitmek zorunda kalan genç beyinleri Aydın’a kazandırmak için neler yapılması gerektiğini hiç akıllarına getirdiler mi?
Vekillerimiz kaç litre mazotla bir dekar arazi ekim,dikime hazır hale getirilir, bir süt ineğinin günde kaç kg yem yemesi gerektiğini, maliyetinin ne olduğunu, geçen yılla bu yıl arasında bir çuval gübrenin ya da yemin fiyat farkının ne olduğunu biliyorlar mı acaba?
Hiç sanmam.
Çünkü vaziyete bakıldığında vekiller kendileri gibi milletin de bir eli yağda, diğer eli balda olduğunu düşünüyorlar.
[article id=”5268″ color=”bg-primary”][/article]