Değerli okuyucularım, hepinize mutlu bir hafta diliyorum. Dün ATATÜRKÜMÜZÜ ÖLÜM YILDÖNÜMÜNÜNDE RAHMETLE ANDIK, MEKANI CENNET OLSUN. Diyanet İşleri Başkanlığı es geçse de Türk milleti Atasını unutmadı. Diyanet İşleri Başkanı’nın kulağında şu yer etsin: Osmanlı döneminde cami imamları maaş almazlardı. Bugün ise maşallah memurlar arasında en yüksek maaşları alıyorlar. Bu imkânı din adamlarımıza Atatürk sağladı. Atatürk olmasaydı bu vatanda İslamiyet olmazdı. Yatıp kalksınlar, Atatürk’e dua etsinler.
ATATÜRKÜMÜZE TEKRAR RAHMET DİLEYEREK kongreye dair izlenimlerim ve röportaja geçmek istiyorum.
Değerli okuyucularım, Türkiye, çok değil 25 yıl önce muazzam bir enerji darboğazındaydı. Bakkallardan mum alırdık. AK Parti iktidarında enerji yatırımlarının önü açıldı.
O sıkıntılı zamanlar, Maliye Bakanlığı’nda müsteşar olan bir ağabeyime Avrupa’da sayısız nükleer enerji santrali varken Türkiye’den neden açılmadığını sormuştum. Cevaben, “Amerika ve Avrupa müsaade etmez” demişti. Şimdi AK Parti nükleer enerji santrali inşa ediyor. Türkiye’nin enerji ihtiyacının %25’ini doğal gaz santralleri, %12’sini JEOTERMAL santralleri, %15’ini hızla gelişen RÜZGÂR SANTRALLARİ, %7’sini güneş enerjisi kurulumları, %3’ünü kömür santralleri, geri kalanını ise hidroelektrik santrallerinden karşılıyor. İnşası süren Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, tamamlandığında ülkemizin enerji ihtiyacının %10’unu tek başına karşılayacak. Rahmetli Süleyman Demirel’in döneminde inşa edilen hidroelektrik santralleri hariç, bu tesislerin hepsi Sn. Tayyip Erdoğan iktidarlarında yapıldı.
Jeotermal, güneş, nükleer, rüzgâr ve hidroelektrik enerji santralleri ne kadar çoğalırsa, Türkiye elektrik üretmek için o kadar az DOĞALGAZ kullanmak zorunda kalacak. Özellikle Rusya ve İran’dan satın aldığımız doğalgazın getirdiği maliyetin yüksekliği, Türkiye’nin ödemeler dengesinde adeta belini büküyor. Bir ülkede sanayi devrimi yapacaksanız, mutlaka elektrik üretimini ön plana almalısınız. Bunu yapmadığınız sürece, sanayi devrimi yapamazsınız.
Bu çerçevede, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği’nin (TÜREK) İstanbul’da 13’üncüsü düzenlenen kongresine GÜRİŞ Holding CEO’su Makine Yüksek Mühendisi Sn. Ali Karaduman’ın davetlisi olarak katıldım. Burada birçok dostumla bir araya geldim.
Güriş–Mogan Holding, birçok jeotermal ve rüzgâr enerjisi santrali işletiyor. Rüzgârdan enerji üretiminde Türkiye’de lider. Holdinge ait yenilebilir enerji santrallerinin (RES) en büyüğü Bursa’da ve 120,4 MW’lık enerji üretiyor, 150 bin konutun ihtiyacını karşılayabiliyor. GÜRİŞ Holding’in RES santrallerinin enerji üretim kapasitesi 1132 MW ve bu bakımdan Türkiye’nin en büyükleri.
· Ahmet Gözen: Ali Bey, rüzgâr enerjisi konusunda neler söyleyeceksiniz?
· Ali Karaduman: Ahmet Ağabey, davetimi kabul ederek kongreye katıldığınız için teşekkür ederim. Rüzgâr enerjisinde özellikle Karadeniz, Akdeniz, Marmara ve Ege Bölgeleri ile Trakya’yı çok verimli görüyorum. Biz de bu çerçevede Bursa ve çevresini tercih ettik. Diğer bölgelerde de çalışmalarımız sürüyor. Türkiye son 10 yılda rüzgârdan enerji üretimine İktidarın teşvikleriyle başladı. Rüzgâr enerjisi karbon salımını önlüyor ve temiz enerji olarak çok önem arz ediyor. Teşvik edilmeli.
Dünyada uzun zamandır rüzgârdan enerji üretiliyor. Biz GÜRİŞ Holding olarak bu alanda öncüyüz ve en büyüğüz. Jeotermalde ise Aydın ve çevresinde en büyük üretici yine biziz. Son dönemlerde buradaki santrallerimize önemli teknolojik yatırımlar yapıyoruz. İnsanları rahatsız eden sülfürik kokusunu sıfıra indirdik. Burada sülfürik asit üretip satacağız. Sonuçta burada üretilen enerji temiz enerji.
· Ahmet Gözen: Sempozyumdaki konuşmanız harika ve çok duygusaldı. Burada gençler ve üreticilere ders niteliğinde “Türkiye, jeneratör ve rüzgâr santrali kanadı dahil her türlü üretimi kendisi yapmalı. Biz GÜRİŞ olarak, size bilgi, imalat ve bakım konusunda 65 yıllık TECRÜBEMİZLE YARDIMCI OLMAYA HAZIRIZ” DEDİNİZ. Bunu biraz açar mısınız?
· Ali Karaduman: Ahmet Ağabey, ben İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum ve mühendisim. GÜRİŞ Holding’in sahibi Rahmetli İdris Yamantürk’ün yanında yetiştim. Sn. İdris Yamantürk, soyadında da anlaşılacağı üzere YAMAN BİR TÜRK’tü.
Atatürk milliyetçisiydi. “TÜRK MÜHENDİSİ, İŞÇİSİ YAPAR” derdi. Biz de 65 yıldır bu ülke için hidroelektrik, termik, jeotermal, rüzgâr santralleri inşa ediyoruz. Buralarda kullanılan malzemeleri de Türkiye’de üretiyoruz.
Devletimizin son 10 yılda yabancı üreticilerin ülkedeki üretimine getirdiği kısıtlamalar sayesinde biz Türk mühendisleri ve sanayicileri olarak bu alandaki malzemenin neredeyse %90’ını üretiyoruz. GÜRİŞ OLARAK bizler SN. İDRİS YAMANTÜRK’ÜN yolunu takiple bu ekolü temsil ediyoruz.
Kıskanç değiliz. Kendi alanımızda yatırım yapan her firmaya 65 yıllık tecrübemizi ve fabrikalarımızı açıyoruz. GÜRİŞ olarak ülkemizin hizmetindeyiz. Çünkü rehberimiz Atatürk. Atatürk ne diyor? “Türk Milleti, muasır medeniyetler seviyesine çıkmalı.” O’nun üniversitelerinden mezun olan bizler, Rahmetli İdris YAMANTÜRK Ağabeyimizin çizdiği yolda 67 yıldır gerek yurt içi gerek yurt dışında elektrik santralleri kuruyoruz. Demek ki Türk işçisi, mühendisi, teknisyeni ve ustası aklıyla Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkabilir ve biz çıkıyoruz.
· Ahmet Gözen: Konuşmanızda “Benim valizim kapının arkasında ve arabada.” dediniz. Ayrıca, GÜRİŞ olarak elektrik santrallerinin bakımları için şirket kurduğunuzu belirttiniz. Bunu biraz daha açar mısınız?
· Ali Karaduman: Ahmet Ağabey ben çok koşturuyorum. Değerli eşimin desteği olmasa, bunların üstesinden gelemem. Şu ana kadar 21 santral inşa ettim. Eşim, kendisine “Sana zaman ayıramadım, kusura bakma.” deyince, “Ali Bey, 21 santral kurmak kolay ve herkesin harcı değil. SEN BUNLARI TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİN YAPIYORSUN. BEN DE İKİ ÇOCUĞUMUZU BÜYÜTTÜM” diye mukabele ediyor ve çok mutlu oluyorum. İş beni çağırdığı an duramam. Bunun için valizim arabamda ve kapının arkasında durur. Ben bunları ülkem için yapıyorum.
· Ahmet Gözen: Aydın’daki Çiftlik Sahası bir jeotermal sahası. Bu alanda çok büyük başarınıza rağmen burada bir santral inşa etmediniz. Üstelik 10 milyon dolar ödediniz ve Valilikle mahkemelik oldunuz. Bu konuyu kısaca anlatır mısınız?
· Ali Karaduman: Bu konu halihazırda yargıda. Biz yatırıma her zaman hazırız. Önümüz açılırsa anında yatırım yaparız. Bizim Aydın Valiliği ve devletimizden beklentimiz ÖNÜMÜZÜ AÇMALARI. Biz yatırıma hazırız.
Biz İdris Bey’den kavga etmek yerine iş yapmayı öğrendik. Devlet gerekli izinleri verirse yatırıma her zaman hazırız. Ancak konu yargıda. Benim de bu konuda herhangi bir yetkim yok. Konuyu Hukuk İşleri Müdürlüğümüz takip ediyor.
Bu süreçte halkı yanlış yönlendiriyorlar. Bize yardım etsinler; projeyi en güzel şekilde yapar ve Aydın’ı ısıtırız. Bu konuda sözüm söz.
· Ahmet Gözen: Aydınlılara söyleyeceğin bir söz vardı. Son sözlerini alabilir miyim?
· Ali Karaduman: Ben Sn. Taner Yıldız’ın Kuşadası’nda Aydın beratı verdiği bir kişiyim. Senden de ricam şu: BUNU GÖSTEREN BİR BELGEM YOK. BENİM HERKESE “AYDINLI ALİ KARADUMAN” DEDİRTMEM GEREKİYOR. BUNUN İÇİN DE BELGE LAZIM. Senden ricam, Aydınlılara söyle, benim hemşerilik belgemi versinler. Aydınlılara selamlar.
[article id=”5299″ color=”bg-primary”][/article]